TR

Anayasa çağın gereklerini yansıtmak zorunda (19.09.2012)

 

TEPAV’da düzenlenen ‘Demokrasiye Geçiş Çağında Anayasa Yapmak’ başlıklı uluslararası konferansa katılan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, anayasanın çağın gereklerini yansıtması gerektiğini belirtirken, “Yeni anayasa, demokratikleşme alanındaki kazanımları kayda geçirmek için eşsiz bir fırsat” diye konuştu.

 TEPAV ve Arap Reform İnisiyatifi (ARI) işbirliğinde, Ankara’da düzenlenen konferansta Türkiye’deki yeni anayasa sürecinin yanı sıra aralarında Suriye, Mısır, Bosna-Hersek, İspanya ve Brezilya’nın yer aldığı kimi ülkelerim deneyimlerinin de ele alınması amaçlanıyor. Konferans 21 Eylül Cuma günü sona erecek.

Konferansın açılışında TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, TBMM Başkanı ve TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Başkanı Cemil Çiçek’in yanı sıra, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Milletvekilleri ile girişim grubunu 13 meslek örgütü, sendika ve sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu “Anayasa Platformu”ndan üyeler yer aldı. 

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu açılışta yaptığı konuşmasına terör saldırısında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de acil şifalar dileyerek başladı. 
Bu hain saldırıların, ülkemiz üzerinde oynanan kirli bir oyunun parçası olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bugün kardeşlik bağlarımızı zayıflatmak isteyenler de bilsin ki, bu toprakların mayası çok güçlüdür” dedi.

-Geleceğin inşası konuşuluyor

 Bugünün temel meselesinin geleceğin inşası olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Geçtiğimiz 10-15 yıllık dönemde dünya büyük bir değişim geçirdi ve bu değişim süreci hala devam ediyor. İşte bu dönüşüme ayak uydurabilmek için sistemimizi yeniden tasarlamak zorundayız. Sistemin temeli de Anayasadır. Bu uluslararası konferansta Brezilya’dan Hindistan’a, Bosna’dan, Mısır’a kadar birçok ülkeden temsilciler konuşacak. Haklı demokrasi taleplerini yüksek sesle dile getirmeye başlayan Orta Doğu halklarının demokrasiye geçiş süreçlerini değerlendirecekler. Ülkelerindeki değişim ve dönüşüm sürecini, değişen koşullara uyumlu yeni ve daha demokratik anayasaların nasıl yapıldığını ve yapılabileceğini tartışacaklar. Çünkü, anayasalar çağın gereklerini yansıtmıyorsa geleceğin liderleri arasında olmak bir hayaldir.  Zenginleşmenin ve refahın olmazsa olmazı, güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasidir. Bizlere düşen görev, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yeni anayasanın yapımına destek vermek, yaşanan olumsuz olayların bu süreci baltalamasına engel olmaktır” diye konuştu.
-Sürekli kendini yenileyen bir toplum

Artık insanın, insan aklının ve akıl terinin ön plana çıktığı bir dünyada yaşanıldığına dikkat çeken TOBB Başkanı, ancak, anayasal tasarımımızın insanı ve insan özgürlüğünü ön planda tutmadığını söyledi. Türkiye’yi dünyanın örnek demokrasilerinden biri yapabilmek için, sürekli kendini yenileyen, reformları süratle hayata geçirebilen bir toplum olmaya ihtiyaç bulunduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Biz, Türkiye olarak, demokratikleşme serüvenimizi halkın aktif katılımıyla yapılan bir yeni anayasayla taçlandırmadıkça, geleceğimize dair uzun vadeli planlar yapmakta güçlük çekeceğiz” ifadesini kullandı.
-Anayasa Platformu süreci

Bu bilinçle, Türkiye’deki değişim ve dönüşüm sürecini gören sivil toplum ve meslek örgütleri olarak, Anayasa Platformu adı altında 2007 yılında bir araya geldiklerini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, anayasal konuların sivil toplum tarafından tüm açıklığı ile tartışılabilmesi için bir ortam oluşturduklarını bildirdi. Yeni anayasa için 22 sivil toplum örgütü olarak şehir şehir gezdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: 
“Bu süreçte sadece biz değil, tüm Türkiye anayasal meselelerini konuştu, konuşmaya da devam ediyor. Artık her şeyi, birbirimizin yüzüne bakarak, açıkça, en medeni şekilde konuşabileceğimizi kendimize kanıtladık. Hem de bunu uzmanlar, politikacılar nezdinde değil, vatandaşlar olarak sağladık. 13 vatandaş toplantısında 6.500’in üzerinde vatandaşımız, görüş ayrılıklarının bir masa etrafında konuşmalarının önüne geçemeyeceğini gösterdi. Nasıl bir Türkiye, nasıl bir anayasa özlediklerini saatlerce müzakere ettiler; “Anayasa Gönüllüleri” oldular. Türkiye tarihinin en büyük müzakereci demokrasi etkinliğini gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Dahası, Anayasa Gönüllülerine “Bu toplantılarda yaptığınız tartışmaların tutanaklarını Meclis’e göndereceğiz. Altında adınız yazsın, imzanız olsun ister misiniz?” diye sorduğumuzda, her ilde katılımcıların %90’dan fazlası “Evet” dedi. 
Yani, vatandaş yeni anayasanın altına imza atmaya hazır. Halk, Meclis’ten çıkacak yeni bir anayasa metnini sahiplenmeye hazır. Ben bunu şöyle anlıyorum: Hoşumuza gitse de gitmese de Türkiye’de karnından konuşma dönemi artık bitti. Milletin imza koyma kararlılığı, bence hepimize örnek olmalı.”
-Türkiye’nin demokratik kazanımları önemli

Türkiye’nin son 30 yılda büyük bir değişim yaşandığına değinen Hisarcıklıoğlu, demokrasi adına da önemli kazanımlar elde edildiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Yeni anayasa Türkiye’nin demokratikleşme mecrasında elde ettiği kazanımları kayda geçirmek için eşsiz bir fırsattır. Türkiye ve Türkiye toplumu bu olgunluğa ulaşmıştır. Aslında bizim 1920’lerde yaptığımız anayasalar bu anlayışla yapılmıştı. Ama ne yazık ki bu anlayışı bozan yol kazaları oldu.

Şimdi toplumumuz yeniden o ruhu inşa etmek istiyor. Toplumumuz yeniden kendi Anayasasına kavuşmak istiyor.  Devletin tapusunu milletin üzerine geçirmek için bu anayasayı istiyor. İşte bu yüzden Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun maddeler üzerinde uzlaşmaya vardığına dair her haber Türkiye’de umutları yeşertiyor. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun hem her partinin eşit temsil edildiği yapısı, hem de çalışmaları çerçevesinde gerçekleştirmekte olduğu gayretler her tür takdirin üzerindedir.  TBMM’de sağlanan uzlaşmacı yaklaşım, diğer siyasi aktör ve toplum kesimlerine de örnek olacaktır.


Bu gayretlerin artarak devamı, yaşanılan gerginliklerin süreci baltalamasına da engel olacaktır.  Bu sürecin ortak akılla ortaya konan nihai bir metin oluşana kadar devam etmesi gerekmektedir. Sayın Meclis Başkanımızın ve meclisteki tüm partilerimizin bu anlamda sorumlulukları son derece büyüktür. Onlara inanıyoruz, güveniyoruz. Biz de yeni Anayasa konusunda sivil toplum kuruluşları olarak süreci desteklemeye ve katkı sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

-TBMM Başkanı Cemil Çiçek

TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmaya başladığı 19 Ekim 2011 tarihinden önce yeni anayasanın toplumsal bir talep olduğunu, bugün ise bir mecburiyet haline geldiğini belirterek, ''Bu mecburiyetin gereğini yapmak gibi sorumluluğumuz var'' dedi. 

Toplantının uluslararası tecrübelerden, deneyimlerden yararlanmak ve sorumluluğun hatırlanması açısından uygun bir zamana denk geldiğini belirten Çiçek, yaptığı konuşmada şunları söyledi: 
''Tabii acılarımız var, bütün şehitlerimize rahmet diliyoruz. Biz bu yola çıktığımızda 19 Ekim 2011 günü de yine böyle yüreğimizi yakan bir terör saldırısı olmuştu. Toplantıyı yapalım mı yapmayalım mı diye tereddütler geçirdik. Ama sonuçta dedik ki 'Bu önemli bir olaydır, acılarımız var ama Türkiye'nin önemli meselelerini bu terör olaylarına bağlayarak öteleyemeyiz, tehir edemeyiz. Acılarımızı içimize gömeceğiz, diğer yandan da ülkemizin en önemli, en hayati sorunlarını çözme noktasındaki bir çabayı göstereceğiz'. Bugün o inancımızda bir değişiklik yok.'' 

 ''Hayır işi uzayınca şerre dönüşür'' atasözünü hatırlatan Çiçek, yeni anayasanın Türkiye'nin hayrına olduğunu, bunu geciktirmeden, millete mahcup olmayacak bir çalışmayı ortaya koymak istediklerini belirtti.  

 Yeni anayasanın zorunluluk ve mecburiyet olduğunun bir süredir her kesim tarafından dile getirildiğini hatırlatan Çiçek, dört siyasi partinin, mevcut Anayasa'nın devreden çıkarılması, günün ihtiyaçlarına uygun, çağdaş değerleri benimsemiş, devletin kurumları arasındaki dengeleri doğru dürüst kurmuş, Türkiye'nin Anayasa'dan kaynaklanan sorunlarının çözüme kavuştuğu yeni bir anayasa yapma konusunda karar aldığını ifade etti. 

 Sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların da bu sürece destek verdiğini, Türkiye'nin önemli merkezlerinde yapılan toplantılarla yeşeren ümidin köklü bir noktaya getirildiğini söyleyen Çiçek, ''İşin bu noktasında 19 Ekim öncesi yeni anayasa bir toplumsal talep iken bugün bir mecburiyet haline gelişmiştir. Bu mecburiyetin gereğini yapmak gibi sorumluluğumuz var. Siyasetin itibarı açısından sorumluluğumuz var. Meclis'e güven açısından bunun gereğini bir an evvel yapmamız icap edecektir'' diye konuştu. 

-TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak

TEPAV Direktörü Güven Sak da yeni anayasa yapım sürecinde gerçekleştirilen toplantıların önemine dikkati çekerek, yeni anayasanın hayata geçirileceğine dair inancını hiç kaybetmediğini belirtti. Türkiye'de yeni anayasa yapılması için daha iyi bir dönem olamayacağını söyleyen Sak, yeni anayasa yapım aşamasındaki ülkelerde müzakereci demokrasiye hak tanınması gerektiğini ifade etti. Sak, farklı pencerelerden dünyaya bakanların bir araya geldiği ''Türkiye Konuşuyor'' toplantılarında müzakereci demokrasinin işe yaradığının görüldüğünü kaydetti.