TR

İş dünyasında etik olmayan davranışları sorgulamak, haksız kazancı engellemek zorundayız (24.09.2012)

 

1.Uluslararası İş Etiği Kongresi’nin açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, iş dünyasında etik kurumsallaşmayı sağlamak zorunda olduklarını belirterek, “İş dünyasının iş etiğine ilgisi giderek artacak. İş etiği sadece ahlaki bir konu da değil” ifadesini kullandı. 


TOBB ve TÜRMOB’un ev sahipliğinde düzenlenen 1.Uluslararası İş Etiği Kongresi Ankara’da TOBB Birlik Merkezi’nde başladı. Kongre’nin açılış konuşmalarını TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı gerçekleştirdi.

 
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında, işadamlarıyla mali müşavirler arasındaki ilişkiye dikkat çekti. “İş hayatında ortaklarımdan sonra en yakınımdaki kişi mali müşavirimdir. Ne iş yaptığımı, kime ne sattığımı, nereden borç aldığımı bir tek o bilir. Hem akıl danışırım, hem dert paylaşırım” diyen Hisarcıklıoğlu, maalesef camialar arasındaki bu yakın ilişkiye rağmen, son döneme kadar TOBB ile TÜRMOB arasında işbirliğinin sağlanamadığını hatırlattı. Hisarcıklıoğlu, “Ama Allah nazarlardan saklasın, son dönemde TÜRMOB ile çok yakın mesai harcıyoruz. Anayasa Platformu’nda birlikteyiz. Yeni Türk Ticaret Kanunu’na ilişkin bilgilendirme çalışmalarını birlikte yürüttük. Tüm Türkiye’de şirketlerin faaliyet kodlarının yenilenmesi çalışmalarında birlikteyiz” dedi.

-Etik konusunun önemi giderek artıyor

Etik konusunun iş dünyası için yeni bir konu olduğunu ancak önemini giderek artırdığını anlatan Hisarcıklıoğlu, “Yakın zamana kadar bu konu felsefecilerin alanı olarak görülüyordu. Ancak son yıllarda hem akademik camiada hem de iş dünyasında büyük yankı uyandırmaya başladı. Bu sene uluslararası platformdan etik uzmanlarını ve akademisyenleri bir araya getirecek bir etik kongresi düzenlemeye karar verdik. İnşallah ilerleyen yıllarda bu kongreyi daha da etkili bir hale getirmeyi hedefliyoruz. Böylece, zamanla şirketlerimizde “iş etiği” bilincinin geliştiğini de göreceğiz. Göreceksiniz iş dünyasının iş etiğine ilgisi de giderek artacak. Çünkü küreselleşmeyle birlikte şirketler çalışanlarına, müşterilerine, yatırımcılarına karşı sorumlu hale geldi. Artık, değişen ve küreselleşen bir dünyada iş etiği sadece ahlaki bir mesele değildir.  Altını çizerek söylüyorum; daha fazla para kazanmak için iş etiğinin temel ilkelerine uymak şarttır” diye konuştu.
 -İşi etiği nasıl para kazandırır?
 İş etiğinin nasıl para kazandıracağını 3 örnekle açıklayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu şunları söyledi: “İlki tüketicilerle ilgili. Küreselleşmeyle birlikte tüketiciler her zamankinden daha kuvvetli ve bilinçli.
Bakın artık Çin’in Shangai kentinde bir gömlek üretilirken işçi sağlığına önem verilip verilmediği, Londra’da o gömleği satın alan tüketici için önemlidir.  Çevreye, topluma, işçilerine daha saygılı şirketler tüketicilere güven vermektedir, tercih edilmektedir. Yani, etik şirketler daha fazla para kazanmaktadır.
İkinci konu çalışanlarla ilgili. Artık üretim yapmak zorlaştı. İşleri eskisi gibi vasıfsız işçilerle yapmak mümkün değil.  Daha becerikli, daha iyi eğitimli çalışanları olan şirketler fark yaratıyor, verimliliklerini artırıyor. Etik kuralları işlerinin merkezine yerleştiren şirketler de çalışanlar tarafından tercih ediliyor. 
Yani neymiş, etik şirketler daha fazla para kazanıyorlar.

Son olarak, etik olmak yatırımcılar için önemlidir. Küreselleşen dünyada ortaklıklar kurmak, dışardan yatırımcı almak her zamankinden önemli. Yeterince yatırım çekebilen şirketler, fikirlerini kolayca hayata geçirebiliyor. Daha fazla kazanabiliyor. Dışarıdan şirkete ortak olan biri için ise güven her şeyden önemli. Şirketin etik ilkelere bağlı olduğunu, hakkını yemeyeceğini görüyorsa, yatırımını güvenle yapıyor. Yani, etik davranan şirket daha fazla para kazanıyor.”

-İşin toplumsal boyutu var

İşin mali boyutunun yanında bir de toplumsal boyutu bulunduğundan söz eden Hisarcıklıoğlu, “Ekmek kazandığımız, ömrümüzü vakfettiğimiz işimizi hangi kurallara göre yürütüyorsak, hayatımız da ona göre şekillenir.  Etik ilkelerden uzak bir işyeri ne sahibine zenginlik ne de ülkesine hayır getirir, getirse de bu kısa süreli olur. Bizde güzel bir söz var: ‘işin hilesi dürüstlüktür’ diye. İş dünyasında etik kurumsallaşmayı sağlamak, etik olmayan davranışları sorgulamak, haksız kazancı ve usulsüz rekabeti engellemek zorundayız” dedi.

-Ahi kültürü örneği

İş etiğine verilen en önemli örneğin ahi kültürü olduğuna vurgu yapan TOBB Başkanı, çok isabetli bir tarihte bu kongreyi düzenlediklerini kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Bu hafta Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın girişimiyle “Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı” olarak kutlanıyor. 
Haftanın kapanışını da biz iş etiğinin enine boyuna tartışılacağı bir kongre ile yapıyoruz. 
Çünkü Ahilik bizim toplumumuzda iş etiğinin temelidir.  Ahi teşkilatı 13. yüzyılın ilk yarısından 19. yüzyılın sonlarına dek, Türk iş alemini sanat ve meslek alanında yetiştirmenin yanı sıra iş etiği yönünden gelişmelerini sağlayan örgüttür.  Bir meslek örgütlenmesi olarak bilinse de temelinde çok güçlü bir etik öğretisi vardır. Zaten ahi de Arapça kardeş demektir. Ahilikte temel felsefe ister marangoz ol, ister terzi; ister saraç ol, ister kuyumcu, yaptığın işte etik davranmaktır. 
Nice Ahi Babasının dediği gibi: Doğrulukla yapılmayan iş bereket getirmez, getirse de bu sürekli olmaz” diye konuştu.

-“Yanlış ölçme, eksik tartma”
 TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasını ahilik kültürünün temellerini atan Ahi Evran’ın nasihatlarını paylaşarak bitirdi: “Harama bakma, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkâr ol, dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme, eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumdayken affetmesini, aHiddetliyken yumuşak davranmasını bil. Ve kendin muhtaçken bile başkalarına verecek kadar cömert ol. Elin, kapın, sofran açık; gözün, dilin, belin kapalı gerek!” 

-Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da konuşmasında, ''Etik davranmak, firmanın itibarını ve ürünün marka değerini yükseltmesi, müşterilerin ve kamunun güvenini ve desteğini sağlaması bakımından önemli'' dedi.

İş ahlakının toplumsal ahlaktan ayrı düşünülmesinin mümkün olmadığını, etiği aynı zamanda bir toplumun yaşama tarzı niteliğine sahip olduğunu ifade eden Bakan Yazıcı, şunları kaydetti:
''Etik davranmak, firmanın itibarını ve ürünün marka değerini yükseltmesi, müşterilerin, yatırımcıların ve kamunun güvenini ve desteğini sağlaması bakımından önemli. Etik değer ve ilkelere göre işleyen bir ekonomik sistem, bu iki önemli kurumu güçlendirir, demokrasinin sağlıklı işlemesine yardımcı olur. İş dünyasının toplum gözünde saygınlığını arttırır.''

-''Anadolu topraklarında etik hep vardı''


Anadolu topraklarında ''etik ticaret''in her zaman hakim olduğunu ve Osmanlı'da esnafların kusurlu mal satmadığını dile getiren Yazıcı, loncalardan müteşekkil Türk esnafının, ahlaki mesuliyetler bakımından, devrinde en ileri ve mükemmel durumda olduğunu söyledi.

-''Sözü senet olan anlayışın temsilcileriz''

II. Bayezıd devrinde çıkarılan Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisab Kanunnamelerinin dünyada tüketici haklarını koruyan ilk kanun, ilk gıda maddeleri nizamnamesi, ilk standartlar kanunu ve ilk çevre nizamnamesi olma özelliğine sahip olduğuna dikkati çeken Bakan Yazıcı, şöyle devam etti:
''Kanun, özellikle temel tüketim maddelerine getirdiği standartlarla dikkat çekmekte, gıda ürünlerinin denetimi ve sağlığa uygunluğu hususunda koyduğu kurallarla öne çıkmakta. Kalitenin korunması için alınan tedbirlerin ilki, hammadde kontrolü. Bir ürün içinde bulunması gerekli hammadde oranlarına dikkat ediliyor, bu ölçülere uymayan ürünün üretimi men ediliyordu. İmalat aşamasında sabuna katılacak suyun niteliği üzerinde bile hassasiyetle durulmaktaydı. Osmanlı'nın esnaf ve sanatkar teşkilatının dürüstlüğüne ve ahlakına o zamanın yabancı devlet mensupları şahit olmuştur. Bugün işadamlarımız dünyanın dört bir yanında ticaret yapıyorlar. Ecdadımızın ayak bastığı topraklarda Türk işadamları hürmetle karşılanır, saygı ve itibar görür. Çünkü biz, zamanında oralara kadar gidip arkasında iyi bir isim ve iyilikle yad edilen hatıralar bırakan bir neslin evlatlarıyız. Biz, sözü senet olan, dükkanına gelen müşterisini henüz siftah yapmamış komşusuna yönlendiren bir anlayışın temsilcileriyiz.''

 

-Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise yaptığı konuşmada, toplumsal hayatta daha fazla şeffaflık, açıklık ve denetimin her alanda kolayca mümkün olmasının, güven artırıcı en önemli önlemlerden olduğunu söyledi.

Atalay, etik konusunun dünyada en önemli meselelerden biri haline geldiğini belirtti. Hukukun kaynaklarından birinin ahlak olduğuna işaret eden Atalay, haksızlığı, adaletsizliği, yolsuzluğu önlemek ve hesap verilirliği hakim kılmanın amaç olması gerektiğini söyledi.

Yozlaşmanın, sadece yasalara aykırı davranmak anlamına gelmediğini, etik ilkelerinin çiğnenmesinin de böyle bir sorun olduğunu dile getiren Atalay, güven konusunda yürüttüğü çalışmalara değindi.
AK Parti olarak baştan beri siyasete güven ve halk düzeyinde etiği geliştirmek için neler yapılabileceği üzerinde durduklarını ifade eden Atalay, şunları belirtti:

''Halk düzeyinde etiği geliştirmek için gördüğümüz en önemli çözüm, açıklık ve şeffaflığın geliştirilmesi. Bunu iş hayatı için de gerekli görüyoruz. Toplumsal hayatta daha fazla şeffaflık, açıklık ve denetimin her alanda kolayca mümkün olması güven artırıcı en önemli önlemlerden sayılır. Biz kendi dönemimizde özellikle bu manada saydamlığı artırıcı, hesap verilirliği geliştirici çok tedbirler aldık ve sistemin vatandaşa açılması yönünde çok ileri adımlar attık.''